
Bidsee
376
Babaart Antique ile Antika Dünyasına Yolculuk: Emre Bey’den Koleksiyonculuk İpuçları
Antika dünyası, geçmişin izlerini bugüne taşıyan bir hazine gibidir. Her bir parça, tarihsel bir olayın veya dönemin yansımasıdır. Bu dünyada uzun yıllardır deneyim kazanan ve Babaart Antique'nin kurucusu olan Emre Bey, antika koleksiyonculuğu hakkındaki görüşlerini ve tecrübelerini bizimle paylaştı. Emre Bey ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda, antika tutkusunun nasıl başladığından, antika değerini belirlemenin inceliklerine kadar birçok konuyu konuştuk.
Antika tutkunuz nasıl başladı, ne zamandır bu iş ile uğraşıyorsunuz, bize hikayenizden bahseder misiniz?
Emre Bey:Antika tutkusu çocukluktan gelen bir durum. Çocukluğumuzdan beri ilgimizin olduğu bir mesele. Benim özel olarak ilgilendiğim bir grup vardı; cep saatleri. Cep saatleri biriktirerek başladım bu işe. Ancak koleksiyonum büyüdükçe işin içinden çıkılmaz bir hale geldi. Bu şekilde antika dünyasında kendimi buldum ve Babaart Antique'yi kurdum.
Herkesin gönlünde yatan bir eser kategorisi vardır, siz en çok hangi antika eserlere ilgi duyuyorsunuz?
Emre Bey: Benim koleksiyonumda litürjik eserler var; daha figüratif Osmanlı parçaları. Üzerlerinde figür bulunan, bir şeyden veya bir topluluktan haber veren parçaları seviyorum. Örneğin, bir Yeniçeri topluluğunu veya Bektaşi kültürünü yansıtan eserler ilgimi çekiyor. Gümüş, resim gibi farklı türlerde olabilirler. Bu tür parçalar, hem estetik hem de tarihsel bir değer taşıdıkları için benim için çok özel.
Hangi kriterlere göre bir antikanın değerini belirlersiniz?
Emre Bey:Antika değerlendirirken, eskiyle antikayı ayırt etmek çok önemlidir. Ben Osmanlı ve Avrupa eserlerini ikiye ayırıyorum; Osmanlı eserler ayrı, Avrupa eserler ayrı. Değer belirlerken eserin kondisyonuna, efemerik değerine ve yaşanmışlığına bakıyorum. Bu kriterler benim için bir parçanın antika olarak kabul edilmesi ve değer kazanması için yeterlidir.
Antika toplama konusunda yeni başlayanlara ne gibi tavsiyeler verirsiniz?
Emre Bey:Yeni başlayanlara verebileceğim en önemli tavsiye, "Antika mezatı" adı altında satılan yeni parçalardan uzak durmalarıdır. O mezatların adı Antika mezatı olsa da, antika ile alakalı hiçbir şey yok. Gerçekten bir efemerik değeri olan, bir şeyden haber veren, nitelikli eserleri tercih etsinler. Örneğin, Çin porseleni veya Osmanlı gümüşü gibi belirli bir tarihten haber veren eserler her zaman değer kazanacak parçalardır. Ustası veya sanatçısı olan parçaları tercih etmelerini öneririm; geri kalan kısım ise değersizdir.
Bugüne kadar elinize geçen en nadir veya sıradışı parça hangisiydi?
Emre Bey: Bugüne kadar elime geçen en nadide parça, bir Hoca Ali Rıza tablosuydu. İlginç olan, bu tabloyu Facebook gibi bir sosyal medya platformundan satın alabilmiş olmamdı. Satan kişinin tablonun değerini bilmemesi benim için büyük bir fırsat oldu. Bu, antika dünyasında her zaman beklenmedik keşiflerin olabileceğini gösteriyor.
Antika Dünyasında Ustalaşmanın Yolları
Emre Bey’in deneyimleri ve tavsiyeleri, antika dünyasına adım atmak isteyenler için bir rehber niteliğinde. Antika koleksiyonculuğu, doğru bilgi, tutku ve sabır gerektiren bir yolculuktur. Babaart Antique'nin kurucusu olarak, Emre Bey bu yolculukta karşılaşabileceğiniz zorlukları ve güzellikleri paylaşarak, antika dünyasına yeni adım atanlara ışık tutuyor. Eğer siz de antika koleksiyonculuğuna meraklıysanız, Emre Bey’in tavsiyelerine kulak verin ve antika dünyasında keşfe çıkın!